31 Mart 2013 Pazar

Modern tarihin en büyük hırsızlığı / İbrahim Karagül


İBRAHİM KARAGÜL

Ekonomik kriz, batık şirketlerden sonra batık ülkeler üzerinden müthiş bir para savaşına dönüştü.

İzlanda'nın batışı, Rusya'nın bu ülkeye beş milyar dolar kredi açması, Avrupa ülkelerinden krize sürüklenen ülkelere Rus ve Çinli kredi akışı, krizin güç savaşına dönüştüğüne dair dikkat çekici örnekler oluşturmuştu.

Ama bugünlerde Kıbrıs Rum Kesimi üzerinden hem krizi, hem güçler savaşı hem de arsız bir para savaşı izliyoruz. Almanya ve Avrupa ile Rusya arasındaki para kavgasında Rum Kesimi'ne kurban rolü oynamaktan başka da seçenek düşmüyor gibi.

Rumların batışı, krizden nasıl çıkabilecekleri, Avrupa Birliği'nin bu ülkeyi kurtarıp kurtaramayacağı ya da Yunanistan ve Rum Kesimi'nde Almanya ve AB'ye karşı ne tür tepkiler oluşacağı ayrı bir konu.

Rumlar üzerindeki para kavgası bize ne gösteriyor ona bakalım. Kriz ülkeleri, off-shore bankalar ve piyasalarda dolaşan paranın peşine düşmüş olmalı ki, bu piyasalardan biri olan Rum Yönetimi'ndeki Rus parasına, Rumları krizden kurtarma gerekçesiyle el koymanın şartlarını hazırlamaya giriştiler. Almanya'nın kurtarma paketi bu yüzden on milyarlarca dolar Rus parasına endekslendi.

Tabi Moskova ayağa kalktı. Rusya'dan, Almanya ve Avrupa Birliği'ne sert tepkiler yükseldi. Onlara göre bu hırsızlıktı. Kıbrıs'taki örnek, Rusya'nın ülke dışındaki paraları için nasıl bir tehlikenin doğduğuna dair iyi bir örnek oluşturdu. Rusya'nın sınırötesi zenginlikleri tehlikedeydi, Rum Kesimi'nden sonra başka ülkelerde de aynı şeyler olabilirdi.

22 Mart'ta, Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın dünyadaki bütün elçiliklerine 'acil' koduyla bir talimat gönderdiği, Avrupa ve Amerika bankalarındaki Rus paralarının güvence altına alınmasını ya da başka piyasalara aktarılmasını istediği iddia edildi.

Talimatta, AB ve ABD'nin Rus yaralarına yönelik modern tarihin en büyük 'hırsızlık operasyonu'na hazırlandığı ifade ediliyordu. Bu çağrının Başbakan Dimitri Medvedev talimatıyla yapıldığı söyleniyor.

Şimdi iki konuyu daha aktaracağım ve bu iki konuyu, yukarıdaki gelişmelerle birlikte değerlendirelim.

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, önceki akşam televizyondan yaptığı konuşmada, 'Kıbrıs gibi olmayacağız' derken, Fransa için nasıl da talihsiz bir açıklama, örneklendirme yaptığını biliyor muydu acaba? Fransa gibi dünyanın en büyük ekonomilerinden birinin, krize yönelik çözüm çabaları konusunda halkı aydınlatırken vereceği güvence Rum Kesimi olması gerçekten acınacak bir durum.

İnsanlara 'mevduatlarınız güvence altında' diyen Cumhurbaşkanı, acaba Fransa'da mevduat güvencesinin bile tehlikede olduğunu göstermiş olmadı mı?

Ne olursa olsun, Avrupa ülkeleri için bu açıklama muhtemel kötü senaryolara karşı iyi bir örnek ama Fransa için uluslararası düzeyde dehşet bir güvensizlik yayacak.

İkinci örnek Rus 'oligark'larla ilgili. Bugüne kadar yoğun olarak İngiltere ve Avrupa piyasalarına akıtılan para, bu ülkelere sığınan 'oligark'lar için artık Avrupa'nın da güvenli piyasa olmadığının kanıtı İngiltere'de yaşanan son örnekler. Boris Berezovski'nin asılarak 'öldürülmesi', Rum Kesimi'ndeki Rus paralarına el koyma çabaları, Rusya'nın sınır dışındaki zenginlikleri için Avrupa'nın hiç de güvenli liman olmadığının göstergesi oldu.

Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş'in, 'oligar'klar Türkiye'ye yönelebilir' mealindeki sözleri aslında müthiş bir gerçeği, para savaşının nasıl da sertleştiğini ortaya koyuyor. Bence bu açıklamanın üzerinde durulmalı ve buradan bir kriz ve fırsat okuması yapılmalı.

Saflar netleşiyor, Avrupa-Rusya savaşı kızışıyor. Krizdeki Avrupa yabancı paralara göz dikmiş durumda ve gelecek olağanüstü durumlarda bu paralara el koymak için hiçbir sınır tanımayacak.

Siz bir de yıllardır Avrupa ve Amerika bankalarında duran, kriz yüzünden geri alınamayan yüz milyarlarca dolarlık Arap sermayesinin kaderini düşünün.

Tek bir cümle söyleyeyim: Yağma başladı.

http://yenisafak.com.tr/yazarlar/IbrahimKaragul/modern-tarihin-en-buyuk-hirsizligi/37003

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder