24 Kasım 2012 Cumartesi

Long Live Palestine / Lowkey



Long Live Palestine 


This is for Palestine, Ramallah, West Bank, Gaza,
This is for the child that is searching for an answer,
I wish I could take your tears and replace them with laughter,
Long live Palestine, Long live Gaza!

While we listen to tunes, made by ignorant fools,
Israel blocked the UN from delivering food,
They'll bring in the troops and you won't even glimpse at the news,
They make money of the products that we are quick to consume,
It's not simply a question of differing views,
Forget emotions, this is fact, what I spit is the truth,
Makes no difference if you're a Christian or if you're a Jew,
They are just people living in different conditions to you,
They still die when you bomb their schools, mosques and hospitals,
It is not because of rockets, please god can you stop it all,
I'm not related to the strangers on the TV,
But I relate because those faces could have been me,
Words can never ever explain the raw tragedy,
It's not a war they're just murdering more rapidly,
We are automatically supporting pure savagery,
Imagine how you'd feel if it was your family,

This is for Palestine, Ramallah, West Bank, Gaza,
This is for the child that is searching for an answer,
I wish I could take your tears and replace them with laughter,
Long live Palestine, Long live Gaza,

Palestine remains in my heart forever,
We stand for peace, in times of war we shan't surrender,
Remember, it didn't start in that dark December,
Every coin is a bullet, if you're Mark's and Spencer,
And when your sipping Coca-Cola,
That's another pistol in the holster of a soulless soldier,
You say you know about the Zionist lobby,
But you put money in their pocket when you're buying their coffee,
Talking about revolution, sitting in Starbucks,
The fact is that's the type of thinking I can't trust,
Let alone even start to respect,
Before you talk learn the meaning of that scarf on your neck,
Forget Nestle,
Obama promised Israel 30 billion over the next decade,
They're trigger happy and they're crazy,
Think about that when you're putting Huggies nappies on your baby,

This is for Palestine, Ramallah, West Bank, Gaza,
This is for the child that is searching for an answer,
I wish I could take your tears and replace them with laughter,
Long live Palestine, Long live Gaza,

This is not just a war over stolen land,
Why do you think little boys are throwing stones at tanks?
We will never really know how many people are dead,
They drop bombs on little girls while they sleep in their beds,
Don't get offended by facts, just try and listen,
Nothing is more anti-Semitic than Zionism,
So please don't bring bad vibes when you speak to me,
I know there's plenty of Rabbi's that agree with me,
It's your choice what you do with this message,
Don't get it confused; I view this from a truly human perspective,
How many more resolutions have to be violated,
How many more children have to be annihilated
Israel is a terror state, there terrorists that terrorise,
I testify, my television televised them telling lies,
This is not a war, it is systematic genocide,
But whatever they try, Palestine will never die!

19 Kasım 2012 Pazartesi

Filistin'e nasıl bakmalı? / Akif Emre




Akif Emre


Filistinlilerin yaşamak zorunda kaldıkları acı ve zorluklar karşısında tarafsızlıktan bahsetmek insan vicdanını iptal etmek demektir. Vicdanı iptal edilmemiş bir insan için Siyonist sömürgeciliğin çektirdikleri karşısında isyan etmemesi düşünülemez. Filistin, bir bakıma insanlığın vicdan testinden geçtiği sınav alanı.

İsrail'in, Filistin'in Gazze bölgesine yaptığı saldırının nedenleri, muhtemel sonuçları, tarafların pozisyonu gibi stratejik analizler bolca yapıldı ve bundan sonra da yapılacak. Ne var ki bu saldırı, stratejik boyuta indirgenemeyecek kadar kapsamlı bir insanlık durumuna işaret ediyor. Hem Siyonist saldırının karşısında olanların hem de bunu meşrulaştırmaya çalışanların "Filistin Davası"nı, Filistinlilere katkısı olmayacak hatta onu baltalayıcı bir dil, yaklaşım sergilenmekte.

Filistin'e nasıl bakılması konusunda ayrıntı gibi duran esasa ait birkaç not.

-Her şeyden önce, saldırı Hamas'a değil Filistin'e yapılmıştır. Gazze, Filistin'in bir parçasıdır. Hamas da buranın meşru seçilmiş hükümetidir. Sanılanın aksine Arap dünyası, Arap baharı sonucunda serbest seçimle tanışırken Filistinliler bunu çok daha önceden uygulamaktaydı. Saldırıyı Filistin'den bağımsız Gazze ye indirgemek, hedef Hamas'a yönelik görmek İsrail'in propaganda savaşına alet olmak demektir.

Saldırının şiddeti ne kadar büyük olursa olsun, bütüncül bir işgal edilmiş Filistin fikrinden uzaklaşmak İsrail'in stratejik hesaplarına uygun düşer ve bunu da çok başarılı PR çalışmasıyla yürütmektedir.

-Özellikle Gazze'ye yoğunlaşan askeri saldırı ve propaganda savaşının gizlediği gerçek: Filistin meselesi temelde Kudüs meselesidir... Saldırıların hedef bölgesinin seçiminde stratejik gerekçeleri kadar Kudüs'ün statüsü meselesini gündemden düşürmek, bu konuda karartma uygulamak için de kampanya yürütülmektedir. Sadece İslam âlemini değil, tüm renkleriyle Hıristiyan dünyayı da ilgilendiren Kudüs'ün işgal edilmişliği gerçeğinden uzaklaştıkça bu tür saldırılar daha da işlevsel hale gelmektedir.

-İsrail, Batı dünyasında özellikle Amerikan yönetimi ve kamuoyunda işgalci konumunu gündeme getirmeden batılıların bilinçaltına hitap edecek ortak tehdit algıları oluşturarak savaş stratejisini özenle kurgulamaktadır. Bu strateji büyük ölçüde tarih boyunca Yahudilere yapılan baskı ile Nazi soykırımının günahıyla yüzleşmekten kaçınan batılıların bilinçaltını rehin almaya dayanmaktadır. Kendi tarihsel hatalarının faturasını Filistin'e ödetenlerin vicdanlarını rahatlatacak "İslam terörü" korkusunu sürekli gündeme getirmektedir. Filistin'e yapılan saldırıların Hamas öne sürülerek meşrulaştırmaya çalışması bu amaca hizmet eder.

-İsrail, batılılara karşı mağduriyet söylemini en sefil şekilde işlerken, topraklarını gasp ettiği, savaştığı bölge ülkelerine de mağrur, buyurgan ve oyunun kuralını belirleyen olmak konumunu asla terk etmek istemeyecektir. Bunun için de gerektiğinde her türlü askeri yöntemi kullanmaktan çekinmeyeceği mesajını vermektedir. Bu zamana kadar izlediği yöntem de genelde başarılı oldu.

-Bu nedenle Gazze bölgesine yapılan son saldırılar Netanyahu'nun seçim öncesi iç politika malzemesi olmaktan öte anlam taşımaktadır. Elbette bu olayın iç politikaya yönelik bir boyutu vardır ve olacaktır. Ancak büyük resme baktığımızda tartışılmaya başlanan Camp David denklemi başta olmak üzere statükoyu sorgulayan yeni denkleme karşı bir meydan o0kumadır. Hem Camp David denklemini sorgulanmasını engellemek hem de bunu sorgulama niyetindeki yeni oluşumlara göz dağı vermeyi hedeflemektedir.

-İsrail'in bölgedeki en büyük kozu, bölge ülkelerin parçalanmışlığı olduğu kadar bir tehdit olarak İsrail'in varlığı çoğu yönetimlerin meşruiyetini sağlıyor oluşudur. Birbiriyle en küçük stratejik işbirliği yapamayan yönetimlerin İsrail tehdidi ortak paydası altında iktidarlarını korumakta, iktidarları da İsrail'i güvence altına almaktadır. Son saldırı bu durumu sorgulama niyetinde ki alttan gelen taleplerin tavizsiz ve acımasız bir güçle kesme yönünde kararlılık gösterisidir.

-Sanılanın aksine İsrail askeri anlamda da yenilmez değildir. İsrail'le gerçekten savaşmayı göze alan, direniş ruhuna sahip küçük güçlerin bile nasıl sonuç aldığını geçmiş bize göstermiştir. Onlarca Arap ülkesinin acziyetine rağmen FKÖ'nün verdiği mücadele hepsinden daha etkindi. Defalarca İsrail'den dayak yiyen, topraklarını kaybeden devletlere nazaran örgütlü mücadele umut kaynağı olmuştu. FKÖ nün kurumlaşması, ideolojik olarak yabancılaşması direnişin ideolojik yapısını da, yöntemini de değiştirdi. Başta İntifada olmak üzere son Lübnan savaşı yüzbinlerce asker besleyen, milyarlarca dolarlık silaha para yatıran ülkelerin yapamadığını gerçekleştirdi. İsrail açısından buna karşı vereceği cevap, bu örgütlerin terörist olduğuna dünyayı inandırmak olmuştur.

-Bölgedeki her parçalanmışlık ortamı İsrail açısından önemli hamlelerin yapılması için kaçırılmayacak bir fırsattır. Şu anda yaşanan çok eksenli kırılmanın sonuçlarını bu açıdan dikkatle izlemekte yarar var.

-En başta ve en sonda bir kez daha altı çizilmesi gereken husus: Söz konusu olan, güvenliği tehdit edilen bir devletin teröre karşı meşruu müdafaası değil, toprakları işgal edilen, yurtlarından sürülen halkın sömürgeci bir gücün saldırısına karşı direnişidir.

http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/AkifEmre/filistine-nasil-bakmali/35001