1 Nisan 2021 Perşembe

Denemeye Değer / Zehra


    Urfa'ya atandığı günden beri yani dört buçuk senedir bizi istikrarlı bir şekilde evine davet eden, tüm şartları olgunlaştıran ve kolaylaştıran, tüm kapıları sonuna kadar açan, havaalanında hoşgeldiniz pankartıyla karşılayan, yediren içiren gezdiren çok yediren fena yediren her lezzetili şeyi yediren, plak eşliğinde uyutan, piano resitali veren, çantamızı memleket ürünleriyle dolduran, sıkça ters yöne giren ve bunun Urfa trafiğinde çok normal olduğunu söyleyen, bizi bir aylık değil uzun zamandır şöför olduğana inandıran Rümeysa'ya, yola çıkmaya teşvik eden, zaten yolları çok iyi bilen, birinci ağızdan duyduğumuz hikayeleri onun ağzından tekrar dinlemekten çok keyif aldığımız, güzel anne, hoca, öğrenci olan Selva'ya, seyehat planımızı daha erken bir vakte almaya vesile olan Elif'e, altı yaşında içmeye başladığı beyran sonrasında yediği mumbarı, Mardin'de öğrendiği bumbarı, kebabı her yerde arayan, bulduğunda yiyen, kedileri çok seven, onun için her yer taş ve kirli olsada esprileriyle bize eşlik eden Yavuz Selim'e, yoğun geçen öğrencilik, sınav dönemi sonrası tüm yorgunluğuna rağmen bizi bırakmayan Büşra'ya, üçümüzü gülerek izleyen, yemekler de ağırlayan, sesiyle sözüyle neşesiyle müzik albümüyle mest eden Sümeyye'ye, yoğun bakımdan çıkıp Bilecek'ten gelen tüm istek parçalarımızı bizi şok ederek pianoda çalan, bizi mutlu eden Tuğba İrem'e, Diyarbekir'da bir deniz kızı olan, o gün bize Allah'ın büyük bir lütfu olarak gelen Zehra'ya, bizi üniversitenin bahçesinde semaverli ziyafetli bir sofrada ağırlayan ve sonrasında Mardin'de rehberlik yapan Huri'ye, yürek soframıza konuk olan Urfalıların öğüdü 'hiç paran olmasa da misafir ağırlamak için misafir paran mutlaka olmalı' sözünü paylaşan Güzelyalı'dan da komşumuz olan Naciye ablaya, dokusuyla kokusuyla kendimizi Medine'de hissettiren Urfa ve Diyarbekir'e, Hasan Paşa hanındaki kitapçıdan aradığım yasaklı kitapları bulamayınca dil kartları almaya çalışırken bunun yerine bu dil kitabını almanızı öneririm diyen ve hediyeler de veren kasadaki abiye..Süryani Kilisesinin karşısındaki kilisede bize bir buçuk saat boyunca tebliğ yapan, bize bizim de Allah'ımızın sözlerini hatırlatan, kalbimizi açıp baktınız mı dememize rağmen böyle diyorsunuz ama eminim kalben böyle demiyorsunuz diyen, bizimle kendi iman sloganı olan 'denemeye değer'i paylaşan, sonunda yüzü kızarmaya başlasada bizimle tanışmaktan memnun olduğunu dile getiren Volkan'a, beni balıklarla oturur şekilde elimde kitapla gören, Halilürrahman Kütüphanenesine davet eden, bir kase leblebi ikram eden kütüphane görevlisine, kendimi nereye atacağımı şaşırdım neredeyse beni ezecektiniz dedikten sonra ama ben hiç ışıkla durdurulmadım ki dememi anlayışla karşılayan trafik memuruna, yorgunluktan aldığı benzin cinsi aklına gelmeyen arabanın camından uzattığı başıyla benzin var mı abi diyen bizi gülme krizine sokan Rümeysa'nın ne istediğini gözünden anlayan ve yardımcı olan pompacıya, o gece bizi Merdo ve nicesini söyleyip ciğerlerimizi yakan abiye ve orkestraya, 18 farklı instagram pozu bilen ve birkaçını bizimle paylaşan şöyle durun sizi sudan çıkarayım abla diyen rehber Fatih'e, kaldığımız otelde bizi evlerinde ağırlıyor gibi konuk eden otel ekibine, evinin kapısının önünde bana defaatle şişt diyerek ona bakmamı sağlayan ve döndüğümde gülümseyerek çokça el sallayan yedi yaşlarındaki o tatlı kıza, gölde balıkları nasıl bir el hareketiyle çağırabileceğimi öğreten dört yaşında ki Zeyneb'e, arabaya binerken cebimden düşen telefonumu arkamdan yetiştiren abiye, 1135 km boyunca bize eşlik eden aya güneşe bulutlara, Selva'nın albümü 70-90 Türk popuna, İsmaaaile, Karadeniz müziklerine, memleket türkülerine, hemen hemen tüm inek çıkabilir tabelalarının hakkını veren ineklere, karşılaştığımız atlara, eşşeklere, develer, kedilere, köpeklere, balıklara, sokaktan sürekli sesleri gelen davulcu ve zurnacıya, fırına gönderilen her bir sebzeyi, yemeği leziz bir şekilde pişiren fırıncıya, yediğimiz tüm yemeklerin ahçılarına bize servis edenlerine ve nicesine çok teşekkür ederim. Belliki biz yola çıkmadan yıllar yıllar önce 'birbirimiz için denemeye değer demişiz' ki burdayız, iyiki de demişiz :) Elhamdulillah...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder