1 Ocak 2018 Pazartesi

Namazını Koruyanlar / Zehra


Namaz; uykudan hayırlıdır, muhabbetten hayırlıdır, alışverişten hayırlıdır, yolculuktan hayırlıdır, ders çalışmaktan hayırlıdır, sosyal medyada vakit geçirmekten hayırlıdır, kendinden alıkoyabilecek her şeyden hayırlıdır..

"Namaz insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar." (Ankebut Suresi 45)

Ve Mearic Suresinin 34. ayetinde "Namazını koruyanlar," Saffetüt Tefsir, Sabuni tefsiri:
"Yani onlar, namazın şartlarına riayet eder ve âdabına sarılır­lar. Özellikle namazda huşu' içinde bulunur, tefekkür eder ve Allah'ın kont­rolü altında olduklarını düşünürler. Aksi takdirde yapılan iş, bir takım şeklî hareketlerden ibaret olur ki, kul bunun meyvesini toplayamaz. Çünkü nama­zın faydası, kişiyi haramlardan alıkoymaktır: "Kuşkusuz namaz hayasızlık­tan ve kötülükten alıkoyar"[Ankebut Suresi 45] Namaz, İslâmın direği olduğu için, bu konu durmadan vurgulanmıştır. Bu iyi ve övülen amellerin başında ve sonunda namaz zikredilmiştir ki, kişi, İslâmın binasını oluşturan rükünler içinde onun mertebesini öğrensin.[İbn Kesir şöyle der: Yüce Allah söze, namazı zikrederek başlayıp yine onu zikrederek sözü bitirdi. Bu, namaza verilen önemi ve onun şerefinin yüceliğini gösterir. Bkz. Muhtasar-ı İbn Kesîr, 3/550] Kurtubî şöyle der: Yüce Allah başlangıçta, mü'minlerin, "Onlar namazlarına devam edenlerdir" şeklindeki vasıflarını zikretti. Sonunda da, "Onlar namazlarını koruyanlardır" buyurdu. Devam ile muhafaza farklı şeylerdir. Onların namazlara devamı, onu edaya devam et­meleridir. Onlar namazı bırakmaz ve hiçbir şey sebebiyle namazdan alıkonmazlar. Mü'minlerin, namazı korumaları ise, namaz için güzelce abdest almaya, onu vakitlerinde kılmaya, rükünlerini tam yapmaya, sünnetleri ve âdabı ile en mükemmel şekilde eda etmeye ve kötülükler işlemek suretiyle sevabının boşa gitmesinden onu korumaya riayet etmeleridir. Devam, namazın bizzat kendisi; muhafaza ise, namazın halleri ile ilgilidir."

Ve T.J. Winter (Abdülhakim Murad) 'ın Postmodern Dünyada Kıbleyi Bulmak Kitabı'nın 75,76,77. sayfaları: "Namaz sırasında İlahi huzurda oluşan odaklanma, bizim eşyaya bakışımızı değiştirir ve dönüştürür. Namazın sonunda Kabe'den başka yere dönmeden önce, kulaklarımızda hala çınlayan içimizdeki o sözü sağa ve sola söyleriz: 'es-salamu aleyküm'. Zarif ve kadim kutsal merkezle kurduğumuz bağlantı, diğer zamanlarda bize değişmiş bir tavır kazandırır. Kuran-ı Kerim "Namaz, fahşa ve münkerden [aşırılıklardan ve çirkin şeylerden] alıkoyar." buyurur. Yani namaz güzel bir şekilde, huzur halinde -zihin ve ruhun huzur-u ilahide olduğu bilinci kavrandığı bir halde- kılınırsa, sair davranışlarımız safileşecektir. Bayağı tavırlar, kaba dil, başkalarına şefkatten mahrumiyet gibi şeyler, bizim namazı doğru kılmadığımızın, manaların kaynağına tam olarak odaklanmadığımızın kesin delilleridir."Abidin ibadeti, ancak ettiği ibadetin şuurundaysa muteberdir."
"Kulun Rabbine en yakın olduğu hal, secde halidir." Bu, bir hadistir. Biz hakikaten Allaha'ın yeryüzündeki vekil ve temsilcileri, yani halifeleriyiz. Ama ne zaman? Firavuni kibir ve muhalefet sembolü başlarımız kararlılıkla eğildiğinde: kalp baştan daha yukarıda olduğunda."

Fotoğraf: Bursa Ulu Camii

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder